Bu iddianın ilk çıkış noktası İslam’a eleştiri getirmek isteyen bazı fanatik Hıristiyanlardır. İslam dini karalama çalışmasıyla bu iddiaları ortaya atmaktadırlar. Buna göre Allah ismi, Kuran’ın gelişinden de önce vardı. Araplar, İslam dininden önce de Allah’ı biliyorlardı. Bu iddiaya göre Allah yani “El- İlah” Ay tanrısının adıydı. İslam inancı da Ay kültünden gelmekteydi. Bu iddiaların ışığında diğer semavi dinlerle hiçbir ilgisinin olmadığını, arkeolojik bulgularda bulunmuş bazı kabartma resimleri kendilerince delil olarak öne sürmektedirler.
Bu iddiaların tümü açık bir saptırmadır. Detaylı incelendiğinde bu sözlerin gerçek bir temelinin olmadığı ortaya çıkacaktır. Şimdi madde madde bu iddialara bakalım:
Arapların İslam öncesinde Allah inancına sahip olduğu fikri yeni bir buluş değildir. Peygamberimizin babasının adı bizzat “Abdullah” (Allah’ın kulu) tır.
İslam dininden önce de Allah kavramının Araplar tarafından bilindiği gerçeği Kuran’da da bir çok ayette ifade edilir. Bunlarda birisi şöyledir:
Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” (39 Zümer Suresi – 3)
Bu ayetten de anlaşılacağı gibi peygamberimizin döneminde müşrikler Allah’ı biliyordu; ama “Putlara bizi Allah’a yakınlaştırsın diye tapıyoruz.” diyorlardı. Onlarda Allah’ı tümüyle bir inkar söz konusu değildi. Sadece bazı putları ona ortak koşuyorlardı.
Allah inancı, İslam öncesi diğer hak dinlerden gelmektedir. İslam dininin ilk geldiği dönemde İbrahim getirdiği “Hanef” dini de bu ortamda bulunmaktaydı. Bu din dejenere edilse de ilk başından beri var olan birçok ibadeti ve inancı ana hatlarıyla korumayı başarmışlardı. O yüzden İslam öncesinde de Allah inancı ve hac, namaz, oruç gibi ibadetler bozulsa da hala mevcuttu. Dolayısıyla İslam geldiğinde bu kavram ve ibadetleri onlardan almamış, aksine onları ilk defa insanlara buyuran Allah, yanlış yapılan uygulamaları düzelterek tekrar Hz. Muhammed vasıtasıyla bildirmiştir.
Bu konuda delil olarak gösterilmeye çalışılan arkeolojik bulgular da kasıtlı olarak çarpıtılmaktadır. Bu bulgular Mekke bölgesinde değil oradan çok daha uzak olan güney Arabistan bölgesinde bulunmuştur. Bu bulgular kasıtlı olarak Kuzey Arabistan’da bulunmuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunların Mekke bölgesinde yaşayan Araplarla hiç bir alakası yoktur.
Ay tanrısı Arkeolojik bulgularda “Sin” olarak geçer. Allah (el-ilah) kelimesinin ay tanrısı olduğu iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt yoktur. Buna rağmen bu tarz iddialarda birkaç resim koyup altına böyle bir yorum yazarak Ay tanrısının Allah olduğunu iddia ederler.
Eğer bunun kökeni biraz soruşturulsa, dayanaksız bu iddiaların fanatik din düşmanlarının vehmi olduğu ortaya çıkacaktır.
Camilerin Kubbesinde ay sembolünün bulunması Ay kültünün bir uzantısı olduğunun delili olarak sunulmaktadır. Bu da oldukça desteksiz bir iddiadır. Camilerin kubbesinde ay sembolü konması Peygamberimizin döneminde kullanılan bir sembol değildir. Hatta halifeler döneminde de kullanılmamıştır. Bu adeti ilk yapanlar Emeviler de olmamıştır. Bu adet ilk defa Araplar tarafından değil, Türkler tarafından uygulanmıştır. Alparslan 1064’te Ani’yi fethedince camiye çevrilen katedralin kubbesindeki büyük haçı indirilip yerine büyük bir hilal koydurmuştur.
Ve bundan sonra bu uygulama gelenek haline gelmiştir. Ayrıca ay sembolü İslam öncesi Türk toplumuna ait bir simgedir. En son yapılan kazılarda bulunan sikkeler, ay sembolünün İslam öncesi Türkler tarafında kullanıldığını ve bir Türk adeti olduğunu ortaya koymaktadır. İslam öncesi Göktürklere ait sikkeler Kırgızistan’da yapılan kazılarda bulunmuştur. Bu sikkelerde göze çarpan bir nokta da bunlarda ay sembolünün kullanılmış olmasıdır. (http://www.trt.net.tr/wwwtrt/hdevam.aspx?hid=117531&k=6)
Müslümanların ay takvimi kullanmasının yine Ay kültüyle alakası yoktur. İslam geldiğinde var olan takvim budur. Ve Müslümanlar da bunu kullanmışlardır. ‘’Müslümanlar sonradan bu takvime geçmişlerdir’’ gibi bir iddanın hiç birinin temeli yoktur. Bu konuda en açıklayıcı nokta ise Allah kelimesinin kökeni ile ilgilidir. Allah kelimesi “El-İlah”tan gelir. “El” takısı İngilizcedeki “the” gibidir. Allah (El- İlah) “The God” anlamına gelir. Yani Allah El- İlah belli bir ilahtır. Bu kelime sadece Arap dilinde yoktur. Arapça’nın mensubu olduğu Sami dillerinde de bu kelime vardır. Örneğin İbranice’de “Elohim” ( Tanrı) kelimesi bu kökten gelir. Ayrıca yine aynı dil ailesinden gelen ve Hz. İsa’nın ana dili olan Aramice’de de aynı kelime vardır. Hem de Arapça’daki “İlah” kelimesiyle aynı kelimedir. Okunuşu da aynıdır. Bu konuda Aramice bir sözlüğe ulaşamayanlara bir filmi kaynak olarak gösterebiliriz. Mel Gibson’un yönettiği “Passion” filminde, konu orijinali gibi olması için o dönemde konuşulan diller seçilmiştir. Filmde, İsa rolünde oynayan kişi de Aramice konuşmaktadır. Bu filmde bir çok yerde Tanrı kelimesi kullanırken Aramice “İlah” şeklinde telaffuz edilir. (Bu filmi seyretme imkanı bulunanlar, Hz. İsa rolündeki kişinin çarmıha gerildiği sahnede, Aramice Allah’a dua ederken “İlah” diye seslendiğini duyabilirler, yine benzer bir şeyi Yahudi rolündeki kişinin Hz. İsa’yı sorgularken, “Sen Allah’ın oğlu musun?” diye sorarken, yine Aramice “ilah” kelimesini söylediğini duyabilirsiniz.”
Bu gerçek Fanatik Hıristiyanların iddialarını tümüyle boşa çıkartmaktadır. Eğer El-İlah ay tanrısıysa, Hz. İsa’da bu tanrıya inanıyordu. Ona bu isimle dua ediyordu. Böyle bir şey söz konusu değildir. Hz. Muhammed’in seslendiği Allah ile Hz. İsa’nın seslendiği Allah aynıydı. Ve o her şeyin yaratıcısı olan eşi ve benzeri olmayan yüce Allah’tır. Dolayısıyla bu iddiada bulunan fanatik Hıristiyanlar bilmeden kendi kendilerini yalanlamaktadırlar. Kendi dinlerini bilmeden, Aramicede tanrının ne demek olduğundan haberleri olmadan, İsa’nın konuştuğu dilin farkında olmadan bugerçek dışı iddiayı söylemişlerdir. Bu tip çalışmalar yukarıda da söylediğim gibi çok az da olsa bazı fanatik Hıristiyanlar tarafından ortaya atılmıştır. Bağımsız bilim adamları bu iddialara destek vermez. Bu konuda Türkiye’de bazı ateist çevrelerin bu fikre destek olmasının sebebi, olayın bilimsel temellerine dayanması değildir. Gerçek dışı da olsa İslam dinine bir eleştiri olduğu için buna sahip çıkmaya çalışmaktadırlar. Sonuç olarak, bu iddialar tümüyle gerçek dışıdır. İslam tevhid dinidir. Bu din Adem’den günümüze kadar yeryüzünde hep var olmuştur. Allah elçileri vasıtasıyla bu dini İnsanlara ulaştırmıştır. Allah Kur’an’da insanların aya, güneşe değil sadece Allah’a tapmaları gerektiğini şöyle vurgulamaktadır:
Gece, gündüz, güneş ve ay O’nun ayetlerindendir. Siz güneşe de, aya da secde etmeyin. Alah’a secde edin, ki bunları kendisi yaratmıştır. Eğer O’na ibadet edecekseniz. (41 Fussilet, 37